Kişilik gelişiminde bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemleri ayrı ayrı önemlidir. Bu dönemlerde ihtiyaçlarla, duygularla ve yaşananlarla yavaş yavaş kişilik şekillenir. Dolayısıyla, çevreyle, yakınlarla ve en önemlisi anne – baba ile ilişkiler büyük rol oynar ve kişiliğin gelişimi hayat boyu devam eder.

Çevresel koşullarla ya da ilişkilerdeki hayat zorluklarıyla uğraşırken ailenin her üyesinin yaşanan sorunu fark etmesi, çözüm için sorumluluk almaya karar vermesi, harekete geçmek için desteklenmesi ve güçlendirilmesi çok önemlidir. Bütüncül bir yaklaşımla tüm ailenin değerlendirilmesi ve bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.

Her aile çocuğuna, gelişimi için elinden gelen tüm imkanları, en uygun ortamı sağlamaya çalışır. Fakat bazen bu süreçte pürüzler çıkabilir, ahenk bozulabilir. Bazen de ahengin bozulmaması için bilgilenmek, önlemler almak ya da çocukların yaş dönemlerinin özelliklerini öğrenmek gerekir.

Böyle zamanlarda görüşmek, ahengi beraberce tekrar yakalamak ve korumak dileğiyle…

18 Ocak 2013 Cuma

Hazır Olmak

"Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin. Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa, bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta." *

Shakespear'in Hamlet adlı oyunundan yaptığım bu alıntı bana bir çok şey çağrıştırır. Bir yanıyla fazla teslimiyetçi olduğunu düşünürüm çünkü bana göre sadece zaman ya da kader "hazır olma"yı sağlamaz. Kişinin illa ki çaba göstermesi, istemesi, sorumluluk alması gerekir.

Fakat diğer taraftan bu sözler bana terapi sürecini anımsatır. Psikoterapi başlı başına bir hazırlanma ve hazır olma sürecidir aslında. Kişi görüşmeler boyunca hazırlanır. Bu hazırlık daha çok kendini görmeye, fark etmeye, sorumluluk almaya yönelik bir hazırlıktır ve ne kadar süreceği kişiden kişiye, konudan konuya değişir. Bazen iki görüşme yeter, bazense çok daha uzun sürer. Ne kısaltılabilir yüzleştirmeler yapılarak, ne de bir kere hazır olan durdurulabilir.

Bu nedenle psikoterapistler için danışana eşlik edebilmenin, onu çekiştirmeden, zorlamadan, yargılamadan onunla yürüyebilmenin önemi büyüktür. Terapistin görevi konuya farklı açılardan yaklaşmak, boşlukların dolmasını sağlamak, danışanın ihtiyacını anlamaktır. Ancak bu şekilde danışan değişime hazır olabilir.

Danışan içinse farklı bir şeydir birisinin ona eşlik etmesi. Bir yakınımıza sorunumuzu anlattığımızda çoğunlukla o zamana kadar yaptıklarımızı uygun bulmaz ve bize ne yapmamız ya da ne yapmamamız gerektiğini söyler. Bazen iyi de gelir, işimize yarar bunları duymak. Fakat aynı zamanda bizim ilerlememiz, ihtiyacımızı fark etmemiz, kendimizi anlamamız için bir engeldir bu hazır çözümler. Bu yüzden psikoterapi bir sohbetten daha fazlasıdır. Danışanın hazırlanma, terapistin eşlik etme ve anlama sürecidir. Kişi ihityacını anladıktan ve sorumluluk almaya hazır olduktan sonra ne hazır çözümlere ihtiyaç duyar, ne akıl fikir ister, ne de çaresizlik hisseder.

HAREKETE GEÇER.

______________________________________________________
 * William Shakespeare, Hamlet (sf. 159) - Türkiye İş bankası Kültür Yayınları, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi